ATLA
Azrail’in Vilayetine Yolculuk
Salih el-Caferavi

Salih el-Caferavi

Doğum Tarihi: 22 Kasım 1997
Ölüm Tarihi: 12 Ekim 2025
Meslek/Ünvan: Gazeteci

Hakkında

Salih el-Caferavi, 22 Kasım 1997’de Gazze Şeridi’nde doğmuştur. Lisans eğitimini Gazze İslam Üniversitesi’nde Gazetecilik ve Medya alanında tamamlayarak 2019 yılında mezun olmuştur. 7 Ekim 2023’ten önce profesyonel olarak masa tenisiyle ilgilenmiş, uluslararası müsabakalarda Filistin’i temsil etmiş ve 2023 yılında Doha’da düzenlenen Dünya Masa Tenisi Federasyonu’nun (WTT) ön eleme turnuvalarına katılmıştır.

Aksa Tufanı öncesinde Gazze halkının yaşam koşullarını belgeleyen gönüllü bir muhabir ve fotoğrafçı olan Salih, savaşın başlamasıyla birlikte saldırı altındaki bölgelerden yaptığı paylaşımlarla yıkımın ortasında hayatta kalma mücadelesi veren insanların sesini dünyaya duyurmuştur. Gördüğü her gerçeği filtresiz ve cesur bir şekilde aktarması, onu milyonların gözünde Gazze’nin sesi haline getirmiştir. Bombardıman alanlarına koşmaktan korkmayan Salih, hayatını riske atarak katliamları haberleştirmiş, aynı zamanda kurtarma çalışmalarına da katılmıştır.

15 Şubat 2024’te doktorların Nasır Hastanesi’nden tahliyesine yardım ettiği sırada eline isabet eden bir şarapnel parçasıyla yaralanmasına rağmen haber akışını kesmemiş ve hakikati aktarmaya devam etmiştir. Salih, çevresine yalnızca bilgi değil, umut da taşımıştır. Çatışma bölgelerinde, karanlık gecelerde, sığınaklarda ve yıkıntılar arasında beklerken söylediği ilahilerle arkadaşlarının korkusunu hafifletmiş, bu anları sosyal medya hesabından paylaşarak soykırıma karşı direnişin sembollerinden biri olmuştur.

Ateşkesin ilan edildiği gece Salih, sokak sokak dolaşarak “Özgürlük bekleyenler… Ateşkes sağlandı!” diye sevinçle bağırmış ve ateşkes haberini Gazze halkına duyurmaya çalışmıştır. Ancak esir takasında serbest bırakılan abisine kavuşmayı beklediği günlerden birinde, 12 Ekim 2025 Pazar akşamı, üzerinde “basın” yazılı yeleği bulunmasına rağmen Gazze’nin Sabra bölgesinde İsrail’le işbirliği yapan yerel çeteler tarafından göğsüne isabet eden yedi kurşunla şehit edilmiştir.

Yakınlarının paylaştığı vasiyetinde Salih şu sözleri bırakmıştır: “Bu vasiyetimi bir veda olarak değil, seçtiğim yolun bir devamı olarak bırakıyorum. Allah biliyor ki, sahip olduğum tüm güç ve gayretle halkımın sesi, dayanağı olmaya çalıştım. Acıyı, zulmü, kaybı defalarca tattım. Ama gerçeği olduğu gibi aktarmaktan hiç vazgeçmedim. O gerçek ki, susup seyredenlere bir delil, destek verenlere ise bir şeref olarak kalacaktır. Gazze’nin en onurlu, en cömert, en asil insanlarına…”

Ateşkesin yeni ilan edildiği günlerde, sevincini paylaşmak için onu bekleyen onlarca insan varken Salih’in aniden şehit olması, onu Aksa Tufanı’nın unutulmaz isimlerinden biri haline getirdi. Halkını ve evini terk etmeyerek tüm saldırılara ve baskılara direnmesi, sonunda ateşkesin sevincine ulaşmışken şehit olması Salih’in, hem Gazze’deki gazetecilik camiasında hem de halkın gönlünde derin bir iz bırakmasına sebep oldu.