1998 yılında bulunan Gazze Marine doğal gaz sahası Doğu Akdeniz’de keşfedilen ilk doğal gaz sahası olma özelliği taşımaktadır. Bu gaz sahasının bulunmasını bölgede İsrail, Mısır ve Yunanistan’ın yeni keşifleri takip etmiştir. Söz konusu keşifler bölgedeki enerji dağılım haritasını değiştirerek Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler arasında anlaşmazlıkları da beraberinde getirmiştir. Filistin, 1999’da British Gas (BG) ve ortağı Atina merkezli Lübnanlı Sabbah ve Kuri ailelerine ait Consolidated Contractors International Company (CCC) ile 25 yıllığına anlaşma imzalamıştır. Buna göre, offshore sahalarda arama hakkının %60’ı BG’ye, %30’u CCC’ye ve %10’u Filistin Kalkınma Fonu’na aittir. Anlaşma, saha geliştirmesi ve doğalgaz boru hattı yapımını da içermektedir. BG’nin lisansı tüm Gazze deniz sahasını kapsamakta ve İsrail’in gaz tesislerine bitişik konumda bulunmaktadır. BG, 2000’de Gaza Marine-1 ve Gaza Marine-2 olmak üzere Gazze Şeridi’ne 30 kilometrelik mesafedeki iki yere sondaj yapmış 603 metre derinlikte yaklaşık 38 milyar metreküplük rezerve ulaştığını açıklamıştır. Ancak henüz üretime başlanmamıştır. Filistin yönetiminin projeksiyonuna göre, yaklaşık 2,5 milyar dolarlık gelir getirecek ve İsrail’den elektrik üretimini azaltarak 560 milyon dolarlık tasarruf sağlayacaktır. İsrail, Filistin’in Gazze Marine doğal gaz sahasını geliştirmesine izin vermemektedir. Filistin söz konusu doğal gaz sahasındaki hakkını teyit etmek ve uluslararası boyutta İsrail üzerinde baskı unsuru oluşturmak için iki yıl önce Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na katılmış olsa da hâlâ bu doğal gaz sahasını kullanamamaktadır. İsrail’in sahanın geliştirilmesine müsaade etmemesi ve engel çıkarması üzerine British Gas sahadaki hissesini 2016’da Shell’e satmış, Shell de Filistin ve İsrail hükümetleri arasında sahanın kullanımı konusundaki belirsizlik ve sahanın geliştirilmesi konusunda netlik bulunmamasından dolayı 2017’de konsorsiyumdan çıkma talebini Filistin tarafına iletmiştir.