Harem-i Şerif
/ Kubbetü’s-Sahrâ, El-Aksa Camii ve diğer yapıları içine alan geniş yerleşke.“Eski Şehir” diye adlandırılan tarihi bölgenin güneydoğusunda yer almakta ve eski şehrin altıda biri kadar bir alanı kaplamaktadır. Mescid-i Aksa külliyesi açık alanları, yer altındaki ve üstündeki mescitleri, namazgâhları, minareleri, kubbeleri, medreseleri, binaları, revakları, umumi müştemilatları, kapıları, Mescid-i Aksa’nın açık alanlarına bitişik olan müştemilat binaları ile birlikte bunların tümünü çevreleyen surlara sahiptir. Yerleşke içerisinde değişik İslâmi dönemlere ait 200’ü aşkın tarihi eser bulunmaktadır. Mescid-i Aksa’nın kapladığı alan yaklaşık olarak 144 dönüm kadardır. Müslümanlar, Hz.Muhammed’in Mirac’a çıktığı gece Cebrail eşliğinde Mescid-i Aksa’ya gittiğine ve oradan göğe yükseldiğine inandıklarından Harem-i Şerif’i kutsal olarak kabul ederler. Yahudiler ise Birinci ve İkinci Tapınakları burada bulunduğundan bölgeye kutsallık atfetmekte ve Batı Duvarı’nın yukarısındaki ve doğusundaki bölgeyi İbranice “Har HaMoriyya” veya “Har HaBayt” ve İngilizce “Tapınak Dağı” olarak adlandırmaktadırlar. Ayrıca, Radikal Yahudi gruplar ve bazı Hıristiyan evanjelikler, bölgede üçüncü bir tapınağın inşa edilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. 2000’li yılların başından bu yana Siyonistlerin Harem-i Şerif’e yönelik saldırıları yoğun bir şekilde devam etmektedir. Ariel Şaron ve diğer Likud üyelerinin 28 Eylül 2000’de Harem-i Şerif’i ziyareti İkinci İntifada’nın fitilini ateşlemiştir. Temmuz 2017’de İsrail’in El-Aksa’nın girişlerine “güvenlik” önlemi olarak metal dedektörler ve kameralar yerleştirmesine tepki olarak Filistin halkı geniş çaplı protesto gösterileri düzenlemiştir ve dedektörler kaldırılmıştır.